Günah cehennemini gözyaşıyla söndürmek Günah cehennemini gözyaşıyla söndürmek
Peygamberler gibi -Allah'ın selamı onların üzerine olsun- Allah'u Teala'nın koruduğu masumlar dışında, her insan günah işleyebilir. Günah sonrası bazıları hatalarına devam ederken, bazılarının ise gönlünde pişmanlık ateşi yanar da, hüzün kalbini kavurur… ağlamaktan gözleri bozulur. Küçük (veya büyük) bir günah, insanda böyle bir etkiyi yapabiliyorsa, akan gözyaşlarının, günahların tutuşturduğu cehennem ateşini söndürmesi umulur. “Akıllı insan gündüz işlediği için gece Tevbe eder. Seni yoktan var eden, mutlaka bağışlayacak, uzattığın eli, geri çevirmeyecektir. Allah'ın kölesi (kulu) isen, her şeyi yalnızca O'ndan dilemelisin. Günah işlediğin kapıya özürle gelirse bağışlanır. Af dileyen esirgenir. Pişmanlık seli günahları siler süpürür. Günah için gözyaşı dökenin ahrette yüz suyu dökülmez.” (Sadi-i Şirazi)
Evet pişmanlık, akıl ile yakından alakalıdır. Hayvanlar akıldan yoksun oldukları için pişman olmaz, tekrar tekrar aynı hataya düşerler… “Akıl sahibi bir kul, ömrünün kalan kınsının tamamında, sadece geçen yıllarında kaçırdıkları için ağlasa, bu hali kendisini ölünceye kadar hüzne boğmaya yeterlidir. Ömrünün kalan kısmını ağlayarak geçiren kimse için durum bu iken, ömrünün gelecek kısmını da geçmişi gibi kötülüklerle karşılayan kimsenin durumu nice olur!” (Ebu Süleyman ed-Daranî)
Öyle ise pişmanlık denilen şey nedir? “Pişmanlığın hakikatı, pişmanlık duyacağı işleri tekrar yapmama istikametinde kararlı olmasıdır. Bunun ardından da emirlerde istikamet üzere olduğu, yasaklardan ise kaçındığı yönünde bir inanca sahip olması gelir.” (Ebu Talib el- Mekki)
Allah'u Teala'nın rahmetiyle, pişmanlık gözyaşları günahları temizleyip sildiği gibi, kalbi de yumuşatır… Ve pişmanlık, Tevbe önündeki engelleri kaldırmanın adı, Tevbe damına çıkan merdivenin ilk basamağıdır. “Tevbe; mağfiret ve iman ile başlayan bir nurdur. Bu nur zuhur edince günahın öldürücü zehirden çok yediğini öğrenenin, mutlaka içine korku ve pişmanlık düşer. Tıpkı zehir yediğinin farkına varınca, korku ve nedamet (pişmanlık) çekip bu sebeple parmağını boğazına salıp kusmak isteyen ve o zehirin eserini izale etmek için bi ilaç yutmayı düşünen kimse gibi, buna benzer yerine getirdiği nefsi arzulara harcadığı şehvetlere bakıp bunun bal gibi olup için öldürücü zehir bulunduğunu, bu şehvetlerin evveli tatlı fakat sonucu zarar ve acılar olduğunu gören kimse, derhal geçmiş günlerine pişman olup canına korku ateşi düşer. Zira kendini ölüm tehlikesinde görür. Bu korku ve nedamet ateşinde istek ve şehvetleri göz önüne gelir ve bunlar hasrete dönüşür.” (İmam Gazali)
Kişinin kendi kusurlarına pişman olması korku ve pişmanlık gözyaşları dökmesi, hesap gönünde hesabını kolaylaştıracak, o günahın bağışlanmasına vesile olacaktır. “Kıyamet gününde kula günahlarını gösterdiklerinde, kendisine bir günah gösterilince, “Ah ben her zaman bu günahtan korkardım” der. Ondan korktuğu için o günahı bağışlanır. (Habib b. Sabit)
“Gülerek günah işleyen, ağlayarak ateşe girer.” (İbn Abbas -ra-) Günahtan sonraki nedamet ve iki damla ihlas ve hüzünle yoğrulmuş gözyaşı, o gün yüzlerin gelmesine vesile olacaktır inşallah.